...........

MAİLTÜRK

Mali İmparatorluk

Biz bu hale nasıl geldik?

Büyük bir sel felaketi olmuş, insanlarımız İstanbul'un ana caddelerinde boğularak ölüyor ortalık perişan. Selin çekilmesinden sonra leş kargası gibi bir çok insan yağmaya başlıyor. Bu karektersizlik, utanmazlık, acımasızlık, vicdanızlık nasıl bulaştı bizim insanımıza? Bizi bu hale getiren nedir? Bu konuda Mehmet ALTAN'ın yazısından alıntı...

.........................

“Osmanlı İmparatorluğu mali bir imparatorluktu”...

Ne demek?

Üretimle, üretmekle, teknolojiyle fazla alakası yoktu demek.  Hazinede para kalmayınca fütuhata çıkar, ganimet toplayarak parasal durumunu yani maliyesini düzeltirdi.

Gözettiği tek şey verginin tahsilâtıydı. Bu nedenle nüfus kayıtları son derece düzenliydi ve vergisini verene de fazla karışılmaz, üretmek söz konusu olmadığı için asimilasyon da gündemde bulunmazdı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun hoşgörüsünün ekonomik temeli bu mali özelliğiydi...

***

Derslerde okuturuz...

Biz fütuhat peşinde koşarken, “üretim imparatorlukları” hayvanlardan elde ettikleri “enerji gücünü” artırmaya çalışıyor, hayvan boyunduruklarının şeklini ve şemalini bu nedenle tartışıyorlardı... Üretimden kopuk bir ganimet kültürü o zamandan bize mirastır.

Toplumsal üretimin kültürel olarak boy atmadığı ülkelerde sosyal yapı, hukuksal bilinç, rekabet ederek yarışmak, derli toplu bir kurallar bütünü, yaygın bir gelenek oluşmuyor; avantacılık, vurgunculuk, üçkâğıtçılık, beleşçilik, ikiyüzlülük daha öne çıkıyor.

Üretimden değil, fütuhattan geliyoruz çünkü... Zaten “topluca ve zincirleme dere yatağı çalmak” başka kimin aklına gelir ve bu kadar muhalefetsiz bir biçimde nasıl gerçekleşir?

***

Dere yatağı çalan zihniyet, 6-7 Eylül 1955’de gayrimüslim vatandaşın evini yağmalarken, 9 Eylül 2009’da da sel mağdurunun malını tırtıklıyor. Şimdi de amaç hiçbir beceriye sahip olmadan, üretmeden ve uluslararası bir rekabete girmeden daha fazlasına sahip olmak değil mi?

Ortada bu toplumsal zihniyeti cezalandıracak yasal bir yapı olmayınca, çok adaletsiz bir biçimde de olsa doğa cezalandırıyor...

Ekspres yoldan uluslararası havaalanına gidemez hale geliyorsunuz...

İnsanlarınız caddelerde boğularak ölüyor.

***

Dün de söyledim...

“Hepimiz üretkeniz ve avantacılıktan nefret ediyoruz” noktasına gelinceye kadar da bu ağır felaketlerden kurtulamayacağız...

Mehmet ALTAN 12.09.2009 Star

 
Bugün 53 ziyaretçi (66 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol